Hepimizin vardır ya, küçüklük anıları…küçükken oyun oynadıkları yerler büyüyünce sığınak gibi gelir. Bu evin her yerinde sanırım bir oyun anım vardır. Çok küçüktüm, hafızam kopuk kopuk. Benim büyüme çağımda buralara gelmeyişimden ötürü çoğu kişiyi tanımayışım bazen tuhaf hissettirse ve bir özlem hissetsem de bu konuda, belli bir yaşa kadar çocukluğum buralarda geçti, hatta burada bile doğdum sayılabilir!
Korkularımdan uzak, arka bahçeye doğru baktığımda, çevredeki değişen şeylerin aksine her şey hala eskiydi. Zaman tüneli gibi. Bahçeye, odalara, koridora her yere oyuncaklarımı yayardım. Hafızamdaki kopuk karelerden birini hatırlamamı sağladı bir seferinde bir arkadaşım, çok küçükken kim olduğunu bilmediği bir çocuk tarafından şaka uğruna bisikleti kaçırılan beyaz şapkalı küçük kızdım ben. Yaramaz velet bir tur atıp geri getirecekti herkese yaptığı gibi, ama kız küçüktü ya başladı zırlamaya.
Şimdi arkamı dönüp baktığımda gördüğüm dedemin tek iğde ağacı, aslında bir sürü sokak boyu gidiyordu. Rüzgarda sallanırdı dalları, hele de sonbahara doğru. Ne ilginçtir ki ağaçların hep bir hikayesi varmış sanki bende. Kesilmek zorunda kalan yaşlı hasta incir ağacı mesela. Çok anlamlıydı benim için.
O zamanlar yaralı bereli dizleri olan, sürekli düşen bir yaramazdım. Çok zayıftım, sahilde kapkara olurdum bir de. İpe bağlı, kum kalıplarımı taşıyan bir arabam vardı. Bisikletimi araba ya da at gibi görür isim takardım, bir de elime geçen her şeyi konuştururdum. Biliyorum! Biraz fazlaydı hayal gücüm.
Evet hep dediğim gibi ben büyüyüp de, sokakların, odaların küçüldüğü burası artık anılarımı da almaz oldu. Bu kadar anı dolu bir ev ve şimdi hayal gücü küçülen, bütün gün oyun oynamak yerine “ne yapsak” diye düşünen insanlar haline gelince, kurmaca dünyaları oyunlarımıza sığdıramayınca, koca alanlar küçük gelmeye başladı. Oysa burası hep anlamlı bizim için, dedemin ve anneannemin yemek vakti ellerindeki zili sallayarak bizi çağırdıkları. Bisiklete binmeyi ve yüzmeyi öğrendiğim. Bir bebek olarak ilk yazımı geçirip, yıllar sonra bambaşka duygular paylaştığım, bir kez daha, yeniden burayı tanıdığım, hep özendiğim sahildeki akşam kalabalıklarına katılmak için şimdi geç kaldığım bu yaşta, küçüklük anılarımı düşünüp gülüyorum.